Ana içeriğe atla

Kayıtlar

GENÇLER Mİ SUÇLU YOKSA BİZ Mİ???

Evet öyle bir ömür düşün ki en verimli zamanları hep heba olmuş kendisiyle barışık olması gereken döneminde hep dünya hevesleri ile yok olmuş bir çoçukluk ve gençlik. Tanıdık geldi mi? bilmiyorum ama ben hep şunu söyledim ;Gençliği olmayan bir insanlık (topluluk, düşünçe, fikir, akım,) hepsi çoktan ölmüşlerdir... Müslüman kimliğine baktığımız da daha ergenlikten önce işe başlamıştır dinin temellerine öyle bir temel ki evdeki taşıyıcı kolonlar gibidir. çoçuk yaşta ki din eğitimi, Çoğu çoçuk daha küçük yaşta öğrenir din dilini büyüdüğünde bu da neydi demez zamanında din eğitimi almamış bazı ergen ve kendini bilmezler gibi... Biz gelecekteki gençlerimize güzelliği bırakmak istiyorsak güzellikle yaşıyacağız güzellikle anlatacağız, ve güzellik de sevdireceğiz... Geçenlerde yine bir sohbette mevzu bahis olmuştu lise öğrencileri bir akademisyen hocam demişti fen lisesinde okuyan bir kızı Dinden bahsedince herkes bana bırak ya artık bu boş işleri vs diyor demiş babası na... Gerçekten çok merak...

KADİR GECESİNİ ANLAMAK ÜZERİNE

KADİR GECESİNİ ANLAMAK ÜZERİNE İnsanların hayatında kimi günler önemlidir ve özeldir… Doğum günü, evlilik yıl dönümü, anneler günü, açılış günü, kurtuluş günü vs… Aslında bu günler diğer günlerin aynısıdır… Ama bu günlere anlam katan sizin hayatınıza kattığı anlamdır… Kadir gecesi de üstünlüğünü kendinden değil insanlığın hayatına kattığı anlamdan alır… Üstün olan gece değil gecenin icra ettiği fiildir…  O gece ne olmuştu hatırlayın… Beşeri köleleştiren, efendiler için işleyen bir sistemin hakim olduğu Mekke’de/dünyada herkesin Allah’ın kulu olduklarını hatırlatan ve kulları Allah’a kul etmek sureti ile özgürleştiren vahyin sesi duyulmuştu… Bu ses ile oyunlar bozulacak, tezgahlar dağılacak, efendiler sarsılacak, din afyon olmaktan çıkacak, köleler özgürleşecek ve şeytani hesaplar yerle bir edilecekti… Hem de tüm bunlar Ebu Talib’in yetimi Muhammed’in eliyle olacaktı…  Nazil olan ilk vahiy, insanların azdıklarını, yoldan çıktıklarını, rablerinden uzaklaştıklarını ve...

MAHŞERDE HERKES AMELİNE GÖRE HESAP VERECEK

Kıyamet günü, mahşer yerinde herkes ameline göre muamele görür. Dünyada iken Allah'u Teala'nın emirlerini görmeyeneler kör, işitmeyenlerde sağır olarak yaratılıp haşrolunacaklardır. Allah'ın yasak kılmış olduğu hususlarda kaçınmayan, Allah'a asi olarak yaşayan ve böylece tevbe etmeden ölen kimselerin yüzleri kapkara olarak mahşerde bulunurlar. Cenab-ı Hak buyuruyor ki: - Kim bu dünyada kör olursa o,  (kimse)  ahirette de kördür, yolca da şaşkın ve sapıktır. -  Her kimde benim zikrimden  (Kuran'ımdan)  yüz çevirirse, ona dar bir geçim vardır ve onu kıyamet günü kör olarak hasrederiz. (O kimse)  şöyle der: ''Rabbim beni niçin kör olarak haşrettin. Halbuki ben gözlü idim, görüyordum.'' Allah buyuruyor ki:  '' Cezan böyle, sana ayetlerimiz geldi de onları unuttun. İşte  (onları unuttuğun gibi)  bugün de öylece unutuluyorsun.  (Körlük ve azap içinde bırakılıyorsun). Bu iki ayeti celile ne kadar açık olarak beyan ediliyor kafir, as...

KABE ve MESCİD-İ AKSÂ

      Kabe'nin manevi anlamı için diyebiliriz ki o bize bir yandan da şöyle bir mesajdır ki böbürlenen insanoğluna, sen eğer benim rızamı istiyorsan, ne olursan ol nasıl bir meşgaletle uğraşıyorsan uğraş, çölün ortasında sana gösterdiğim yere günde 5 defa yüzünü çevirip minnetle secde edeceksin. Kibrini ayakların altına alırsan insanlığını Miraca çıkarıp yücelteceksin.       İnsan çift kutuplu bir varlıktır, ne ahiretini görmezden gelebilir ne de dünya hayatını gözardı edebilir. İkisini itidal üzere en güzel şekilde idare etmek zorundadır. Kabe nasıl bizim uhrevi yönümüzün temsili ise Mescid-i Aksa yani Kudüs de bir yandan bizim dünyevi vechimizi gösterir. Medeniyyet tasavvurunun ortaya çıktığı, bereketli yeşilliğin dolup taştığı bereketli "vadedilmiş topraklardır".       İlk kıblemiz olan bu kutsal mekanın uzun yıllardır işgal altında olması bizim de kısmen tek yönlü olmamıza sebep olabiliyor. 'Uzak' anlamın...

DOĞRULUK PAHALIDIR ÜSTADIM

Öyle bir hayat yaşasın ki en büyük düşmanınız bile size bu yalancı olamaz desin. Evet son peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa efendimiz öyle idi ashabı öyle idi çünkü Müslümanlara ;siz her şeyi yapabilirsiniz ama asla ve asla yalancı olamazsınız diye buyur du son elçi ... Evet doğruluk müslümana verilen en büyük imtihandır zannımca.  Doğru insan kimdir? Peki!  Doğru insan :güvenilir dir, dürüsttür, merttir, hak yemez ve tenezzül etmez de. Doğru insan öyle biri dir ki en sevdiklerinden çok ondan en nefret edenler onu parmakla gösterirler..  Doğru insana can da mal da ev de emanet edilir... Çünkü her insana doğru dur denilmez...  Biz müslümanlar olarak ilk vazifemiz iman dır ondan sonra da iman ettiğimizin emirine uymaktır...  Müslümanın bir sürü tanımı yapılmıştır yapılması gerekirde zannımca tek bir tanım sınırlamak anlamına da gelir hem...  Bizim müslaman tanımımız bu yüz yılda şöyle dir; Şehadet kelimesini kendi idraki ile yapan ve bunun sorumluluğunu da k...

ALLAH RESÛLÜ VE ASHÂBINDAN MİZAH VE ŞAKALAŞMA ÖRNEKLERİ

Allah Resûlünün Şaka ve Espri Anlayışı   Ebû Hureyre anlatıyor: Bir defasında sahâbiler Resûlullah'a: "Ey Allah'ın Resûlü, sen bizimle şakalaşıyorsun!” dediler. Resûlullah, "Şaka bile yapsam ben sadece gerçeği söylerim!” buyurdu.  Allah Resûlünün, Bir Adamla Şakalaşması  Enes b. Malik anlatıyor: Bir adam, Allah Resûlüne geldi ve onu devesine bindirmek istedi. Allah Resûlü adama: "Biz de, seni devenin yavrusuna bindirelim.” dedi. Adam: "Ey Allah'ın Rasûlü, devenin yavrusuna nasıl bineceğim?” deyince, Peygamberimiz şöyle buyurdu: " Bütün develeri dişi deve doğurmaz mı?"  Resûlü Ekrem'in Yaşlı Bir Kadınla Şakalaşması Hz. Hasan anlatıyor: Yaşlı bir kadın, Rasûlullah'a geldi ve şöyle dedi: "Ey Allah'ın Rcsûlü! Allah'a, beni cennetine koyması için dua et.” Allah Rasûlü: "Ey filânın annesi, yaşlı hanımlar cennete giremeyecekler.” dedi. Kadın, arkasına döndü ve ağlayarak gitti. Allah Rasûlü, "O kadına haber verin ve deyi...

MODERN DÜNYADA MUTLULUK ARAYIŞI

           Haz ile mutluluğu birbirine karıştıran bir modern insan profili ile karşı karşıyayız bugün… Modern birey, artık mutluluğu haz aldığı şeylerde görmektedir…  Hızlı yaşayan hazza teslim modern insanın bugün tatmin etmek için çabaladığı en büyük haz, “hır” hazzıdır… Yani “kavgadır”… Modern insan; hırçın, saldırgan, tacizkar ve tavizkardır… Ezebildiğini ezer, taciz eder; ezemediğine ise tavizler serdeder… Yani modern insan, ya tacizkardır ya da tavizkar… Modern insan “hır” hazzından sonra “hırs” hazzını tatmin eder…           Maalesef bugün modern medeniyetin temeli “haz”, yolu “hız”, akibeti ise “cız” dır… İnsanın yüreğini “cız” edecek, kalpte hep “cız” olarak kalacak sonuçlar doğurur… Modern medeniyetin ilk durağı doyumsuzluk son durağı ise pişmanlıktır… Modern medeniyet, hazlı ve hızlı bir şekilde yolunu alır, en son sızıları miras bırakır… Modern insan hazza ve hıza kurban nesiller inşa eder… Daha doğrusu ...