Ana içeriğe atla

Anne Baba Hakkı: Cennete Giden Yol


Bir Dua, Dünyalara Bedel
Anne, yüreğinde cennet saklayan bir bahar; baba, fırtınalarda sığındığın liman. İslam, anne baba hakkını Allah’a ibadetten hemen sonra gelen en kutsal vazife sayar. Kur’an, “Rabbin, sadece kendisine ibadet etmenizi ve ana babaya iyi davranmanızı emretti” (İsra, 23) buyurarak bu gerçeği vurgular. Onların bir tebessümü, bir duası, dünyalara bedeldir. Peki, anne baba hakkı neden bu kadar önemlidir ve biz bu hakkı nasıl ödeyebiliriz?
Kur’an’da Anne Baba Hakkı
Kur’an, anne baba hakkını birçok ayette açıkça emreder. “Ana babaya öf bile deme!” (İsra, 23) uyarısı, onlara karşı en küçük bir saygısızlığın bile Allah katında ne kadar ciddi olduğunu gösterir. Bir başka ayette, “Rabbim, onlara merhamet et, beni küçükken terbiye ettikleri gibi” (İsra, 24) diyerek, anne babaya şefkatle yaklaşmanın ve dua etmenin önemi vurgulanır. Lokman Suresi’nde ise, “Ana babana şükret; dönüş banadır” (Lokman, 14) buyurulur. Bu ayetler, anne babanın sadece bu dünyada değil, ahirette de bizim için bir köprü olduğunu hatırlatır.
Anne babanın hakkı, özellikle annenin fedakârlığı, Kur’an’da özel bir yere sahiptir. “Biz insana, ana babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu” (Ahkaf, 15). Annenin hamilelik ve doğum sürecindeki çilesi, ona duyulması gereken minneti kat kat artırır. Baba ise ailenin direği, yol göstericisidir. Onların emeği, bir ömür boyu ödenemeyecek bir borçtur.
Hadislerde Anne Baba
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), anne baba hakkını defalarca vurgulamıştır. Bir hadiste, “Cennet anaların ayakları altındadır” (Nesai) buyurarak, annenin rızasının cennete uzanan bir yol olduğunu müjdeler. Başka bir hadiste, bir sahabi, “Ya Rasulallah, en çok kime iyilik yapayım?” diye sorar. Efendimiz üç kez “Annen” der, dördüncüde “Baban” buyurur (Buhari). Bu, annenin hakkının büyüklüğünü gösterirken, babanın da unutulmaması gerektiğini hatırlatır.
Peygamberimiz, anne babanın duasının Allah katında makbul olduğunu da müjdeler: “Annenin duası, Allah’ın rahmet kapısını açar” (Tirmizi). Ancak, onların kalbini kırmak da büyük bir vebaldir. “Ana babasına isyan eden, cennete giremez” (Nesai) uyarısı, bu sorumluluğun ciddiyetini ortaya koyar. Onların rızasını almak, sadece dünyevi bir görev değil, ahiret kurtuluşunun anahtarıdır.
Günlük Hayatta Anne Baba Hakkı
Anne baba hakkı, sadece büyük jestlerle değil, küçük ama samimi davranışlarla da ödenir. Bir tebessüm, bir “Allah razı olsun” sözü, onların ihtiyaçlarını sormak bile cennet kapılarını aralar. Yaşlandıklarında onlara sabırla bakmak, gençken seni bir lokmayla büyüten sevgilerine vefa borcudur. “Onlar yaşlanırken sen gençsin, ama unutma: Seni uykusuz gecelerde büyüten onların fedakârlığıydı” der bir bilge. Bugün bir telefon aç, bir çay iç, bir dua al. Bu, belki de en büyük ibadetindir.
Anne babaya iyi davranmak, sadece onlara değil, topluma da bir mesajdır. Onlara saygı gösteren bir evlat, çocuklarına da aynı erdemi miras bırakır. İslam, bu erdemi bir zincir gibi nesilden nesile aktarır. “Ana babasına iyilik edenin ömrü bereketlenir” (Müsned) hadisi, bu davranışın hem dünya hem ahiret için bir kazanç olduğunu müjdeler.
Son Söz: Cennet Onların Gölgesinde
Anne baba, Allah’ın bize emanet ettiği iki kıymetli hazinedir. Onların gözyaşında cehennem, tebessümünde cennet saklıdır. “Ey Rabbimiz, bizi ve ana babamızı bağışla, bize rahmetinle muamele et” (İbrahim, 41) duasıyla, onlara her zaman minnettar olalım. Bugün, bir iyilik yap: Annene sarıl, babanın elini öp, bir dua al. Çünkü cennete giden yol, onların kalbinden geçer.
Paylaşım Çağrısı: Bu yazıyı okuyan herkesi, anne babasına bir iyilik yapmaya davet ediyorum. Onların duası, sizin en büyük servetinizdir. Haydi, bir tebessümle cenneti kazanalım

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HALİFELİĞİN KAYIP HALKASI: ABDULLAH BİN ZÜBEYR

                                                                                               GÜLSÜM AÇAN  İslam Tarihi’nde Abdullah b. Zübeyr doğumundan vefatına kadar geçen sürede birçok önemli olayda aktif rol oynamıştır. Müslümanlar Medine’ye göç ettikleri zaman Yahudiler Müslümanlar’a büyü yaptıklarını ve artık çocukları olmayacağı şeklinde söylentileri yayınca Müslümanlar bu durumdan oldukça üzüntü duydular. Medine’de Hicretten sonra ilk Abdullah b. Zübeyr’in doğumu Müslümanlar açısından büyük bir mutluluk oluşturdu ve adı bizzat Rasulullah tarafından konuldu. Küçük yaşlarda babası Zübeyr b. Avvam ile birlikte Suriye’nin fethine ve 634 yılında Yermük Savaş’ına bizzat katıldı....

KUR'AN'DA EVREN, YARATILIŞI VE KANUNLARI

Kur'an'ı inceleyen bir kimsenin göz önünde bulundurması gereken bir husus: Kur'an'da yer alan kimi ayetlerdeki evrenin yaratılışı, kanun ve sahnelerine ilişkin işaretler, yüce Allah'ın azametine, egemenliğinin sınırsız genişliğine, sanatının incelik, eşsizlik ve takdirine, her şeyi kuşatmasına, kudretine ve tedbirine dinleyicilerin dikkatini çekmeyi hedeflemiştir. Davetin ana hedeflerinden Yüce Allah'ın varlığının vücubunu, en mükemmel sıfatlarla nitelenmesini, her türlü noksanlıktan münezzeh olduğunu; çoluk-çocuğa, ortağa, yardıma ihtiyacının olmadığını; Rablik ve ulûhiyette bir ve tek olduğuna; sadece bir tek kendisinin, önünde boyun eğilmeye,ibadet edilmeye, yönelmeye, yakarışa ve mutlak tasarrufa layık olduğuna; ilminin büyük küçük her şeyi kuşattığına; evrenin, Onun hikmetinin gerektirdiği kanunlar çerçevesinde yaratılışındaki ulu ve yüce hikmetine dikkatleri çekmeyi vedesteklemeyi hedeflemiştir. Sonra Allah, korku ve heybetini dinleyicilerin kalplerine ser...

ÖLÜMDEN SONRA TEKRAR DİRİLMEK

Ebedi hayat olan ahiret hayatını yaşamak için insanın, öldükten sonra tekrar dirilmesi gerekir. Kuran-ı Kerim'de bu husus hakkında varid olan ayetler muvacehesinde tekrar dirilme muhakkak olacaktır. Buna inanmayan mü'min olmaz.  İmanın şartlarından biri de, öldükten sonra tekrar dirilmeye inanmaktır. Öldükten sonra tekrar dirilmeye (Ba'su badel mevte), Allah-u Teala'nın, inayeti ilahiyesini tekmil için luzüm vardır. Bu da ahiret gününe iman etmeye icap ettirir. Ahiret gününe iman etmek, Allah'a iman etmek demektir. Ahiret gününe inanmayan Allah'a da inanmamış ve Allah'ın gönderdiği Peygamberi tasdik etmemiş olur.  Ahiret günü İsrafil (AS)'ın su'ra birinci defa üflemesinden, ikinci defa üflemesine ve ondan sonra cennet ehlinin cennete, cehennem ehlinin de cehenneme girmesine kadar geçen zamandır. Veyahut, nefha-i saniye (ikinci üfleme) den başlayarak sonsuz olarak devam edip giden zamandan ibarettir. Birinci ve ikinci defa su'ra üflemesinin arasın...