Ana içeriğe atla

ALLAH'IN CEHENNEM EHLİNE HİTABI


Cenab-ı Allah cehennem ehline Kur'an-ı Kerim'de şöyle hitap buyurur:

''Sonra, muhakkak ki siz ey sapkınlar, yalancılar, elbette (siz cehennemde) zakkum ağacından yiyeceksiniz; karınlarınız ondan dolduracaksınız. Üstünde (şiddetli susayacağınız için) o kaynar sudan içeceksiniz.''

''Öyle ki, suya kanmayan develerin içişi gibi içeceksiniz. İşte hesap günü, onlara (verilecek) ziyafet bu...''

''Solcular, (ahirette kitapları sol tarafından verilenler) ise, onlar ne acıklı durumdalar. Onlar ateşin alevi ve kaynar su içindedirler.''

Birde üzerinde cehennemin kapkara dumanı olan bir gölge var... O gölge ne serindir, ne de mülayim... Çünkü onlar bundan önce (dünyada) zevklerine düşkündüler; ve en büyük günah (Allah'a ortak koşmak) üzerinde ısrar ediyorlardı.  Birde diyorlardı ki '' Öldüğümüz ve bir toprak, bir yığın kemik olduğumuz vakit mi, hakikate biz mi dirilecekmişiz? Evvelki atalarımızda mı?'' derler. Ne yazıktır ki onlara. 

Kafirler Kendilerinin Toprak Olmalarını Temenni Ederler

Hesap günü herkesin ameli meydana çıkacaktır. Mü'minin imanı ve kafirin küfrü münafıkın nifakı ortaya dökülür. Böylece bütün ümmetler hesaba çekilir, teker teker hepsi de hesap vermeye zorlanır. Şu muhakkaktır ki, insanların hesapları da amellerine göre değişir. Mahşerde Allah'u Teala ilk önce hayvan haklarını ve onlarla ilgili olan hesapları görür ve sonra da hayvanlara ''Toprak olun!'' diye emreder. Onlar da toprak olurlar. Bu durumu gören kafirler hayvanlar gibi toprak olmayı arzularlar ve : ''Keşke bizde onlar gibi toprak olsaydık ta cehennem azabını görmeseydik.'' derler. Nitekim Cenab-ı Hak şöyle buyurmuştur:

''Çünkü hakikaten biz size yakın bir azabın (ahiret azabının) tehlikesini haber verdik. O gün herkes iki elinin önden yolladığı (hayır ve şerden dünyada yaptığı amel ve hareket) ne ise (ona) bakacak, kafir ise ''Ah ne olurdu ben toprak olaydım'' diyecek.

Kafir ve asiler, cehennem azabını gördükleri zaman böyle temennide bulunacaklar, fakat bu temennileri kendilerine hiçbir fayda sağlamayacaktır.

Kıyamet günü bütün mahlukat  diriltildikten sonra hesaba çekilip, aralarındaki hakların eda edilmesi için hüküm verilecektir. Bu hak alma-verme işleminde hayvanlarda dahil olacaktır. Bu hususta Ebu Hureyre'den rivayet edilen bir hadis-i şerifte Hz. Muhammed (SAV) şöyle buyurmuştur:

 '' (Kıyamet günü) Haklar, muhakkak sahiplerine ödenecektir. Hatta boynuzlu koyundan boynuzsuz koyun hakkını alacaktır.



Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

HALİFELİĞİN KAYIP HALKASI: ABDULLAH BİN ZÜBEYR

                                                                                               GÜLSÜM AÇAN  İslam Tarihi’nde Abdullah b. Zübeyr doğumundan vefatına kadar geçen sürede birçok önemli olayda aktif rol oynamıştır. Müslümanlar Medine’ye göç ettikleri zaman Yahudiler Müslümanlar’a büyü yaptıklarını ve artık çocukları olmayacağı şeklinde söylentileri yayınca Müslümanlar bu durumdan oldukça üzüntü duydular. Medine’de Hicretten sonra ilk Abdullah b. Zübeyr’in doğumu Müslümanlar açısından büyük bir mutluluk oluşturdu ve adı bizzat Rasulullah tarafından konuldu. Küçük yaşlarda babası Zübeyr b. Avvam ile birlikte Suriye’nin fethine ve 634 yılında Yermük Savaş’ına bizzat katıldı....

ÖLÜMDEN SONRA TEKRAR DİRİLMEK

Ebedi hayat olan ahiret hayatını yaşamak için insanın, öldükten sonra tekrar dirilmesi gerekir. Kuran-ı Kerim'de bu husus hakkında varid olan ayetler muvacehesinde tekrar dirilme muhakkak olacaktır. Buna inanmayan mü'min olmaz.  İmanın şartlarından biri de, öldükten sonra tekrar dirilmeye inanmaktır. Öldükten sonra tekrar dirilmeye (Ba'su badel mevte), Allah-u Teala'nın, inayeti ilahiyesini tekmil için luzüm vardır. Bu da ahiret gününe iman etmeye icap ettirir. Ahiret gününe iman etmek, Allah'a iman etmek demektir. Ahiret gününe inanmayan Allah'a da inanmamış ve Allah'ın gönderdiği Peygamberi tasdik etmemiş olur.  Ahiret günü İsrafil (AS)'ın su'ra birinci defa üflemesinden, ikinci defa üflemesine ve ondan sonra cennet ehlinin cennete, cehennem ehlinin de cehenneme girmesine kadar geçen zamandır. Veyahut, nefha-i saniye (ikinci üfleme) den başlayarak sonsuz olarak devam edip giden zamandan ibarettir. Birinci ve ikinci defa su'ra üflemesinin arasın...

Kitab Ehli ve İlim Sahiplerinin Kur'an Karşısındaki Tavırları

Kur'an-ı Kerim; Peygambere ve Kur'an'a inanan ilim sahiplerinin ve Kitap ehlinden bazılarının Allah'ın vahyini doğrulamalarını, başta Mekke döneminde bilahare Medine döneminde duydukları sevinçleri ve tanıklıklarını köklü, gözle görülür davranışlarını tescil etmektedir. İşte Mekki surelerdeki bu tescillerin bazıları:  1. Kendilerine kitap verdiklerimiz, oğullarını tanıdıkları gibi onu tanırlar... (En'am, 20)  İlk akla gelen ve anlaşılan, onlar, Hz. Peygamber(s.)'in davasının doğruluğuna da tanıklık etmekteler. Çünkü onun gerçek olduğunu, onun doğru söylediğini kendi çoluk çocuklarını tanıdıkları gibi biliyorlardı. 2 . Allah, size kitabı açıklanmış olarak indirmiş iken, ben ondan başka bir hakem mi arayayım? Kendilerine kitap verdiklerimiz, O (Kur'an'ın), gerçekten Rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler, onun için hiç kuşkulananlardan olma. (En'am, 114)  3. Onlar yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılı buldukları o elçiye, o ümm...