Duanın kabul edilmesinde en önemli etkenlerden birisi, duayı yapan kimsenin iç dünyası, ihlası, samimiyeti, diğer bir ifade ile ruh halidir. Zira Yüce Allah duada kullanılan ifadelere değil, kulun kalbinden taşan hislere, gönüllerdeki coşkuya ve gözyaşları içinde dile getirilen sözlerdeki samimiyete bakar. Ve öyle bir an gelir ki Allah o kulunun bu talebini geri çevirmez.
Aynı şekilde gerçekten çok bunalmış, çaresiz kalmış, ya da mazlum durumdaki insanların yaptıkları dualar da ilahi gayrete dokunacağı için derhal karşılık görür.
Dua, darlıkta, sıkıntılı anda yapıldığı gibi, varlıkta ve genişlikte de yapılmalıdır. Psikolojik olarak insan zenginleşip, belli bir refah seviyesine gelince duayı bırakmaya meyleder ki, bu çok yanlıştır. Kişi, sıkıntıya sabrederken nasıl dua ile ayakta kalmaya çalışıyorsa, nimetler karşısında da şükredip dua ederek Yüce Allah'la irtibatını kesintisiz sürdürmelidir. Varlıkla verilen sınavın, darlıkla verilen sınavdan daha zor olduğu unutulmamalıdır.Duanın muhtevasına gelince, Yüce Allah'tan istenilebilecek şeyler istenmeli; inanca, edebe, akla aykırı taleplerde bulunulmamalıdır. Sadece dünyalık şeyler değil, ahiret saadeti de istenmeli, kişi yalnızca kendisini düşünmemeli ve duasına inanan kardeşlerini de dahil etmeli, tüm insanlık için hidayet dilemelidir.
İçinde günahlardan temelli kurtulma ve bir daha onlara asla dönmeme ve İslam'ı bütünüyle benimseyip yaşamaya çalışma azmi ve kararı olmadan yapılacak dua anlamsızdır.
Dua ederken, Allah'ın kendisini görmekte olduğunu, içinden geçirdiklerini bildiğini ve söylediklerini işittiğini göz önünde bulundurarak son derece saygılı bir vaziyette bulunmalıdır.
İnsan büyük bir ihlas ve samimiyet içerisinde Allah Teala'ya ısrarla dua etmeli, meşru isteklerini tekrar tekrar istemekten kaçınmamalıdır. İnşallah duanın karşılığını görecektir..
Yorumlar
Yorum Gönder