Ana içeriğe atla

FATİHA SURESİ ve KISA TEFSİRİ

 


Fatiha Suresi'nin Tefsiri

Surede Allah-ü Teâlâ biz insanlara kendisine nasıl hamdedeceğimizi, O'na nasıl senada (övgüde) bulunacağımızı öğretmiştir. Onun için birinci ayet-i kerimede: Her türlü övgü âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur"buyurulmuştur.

Bu itibarla Allah bizlere adeta şöyle seslenmektedir:

"Ey kullarım! Bana şükretmek ve beni sena edip övmek istediğinizde size olan ihsanımı ve nimetlerimi hatırlayın.

Ey kullarım! Ben azamet sahibiyim; her türlü büyüklük benimdir. Mevcudatı yoktan var eden, yaratan ancak benim; ben insanların, cinlerin ve meleklerin sahibiyim. Göklerin ve yerin ve bunların arasında olanların Rabbiyim.

"Evet, her türlü övgü ve şükür âlemlerin Rabbi olan Allah'adır; O'ndan başkasına değildir.

Allah Rahmandır, Rahimdir. O'nun rahmeti her şeyi kuşatmıştır. O'nun lütfu bütün yaratılmışları kapsamıştır. O, kullarını yaratmış ve hem de her birinin ınzkını vermiştir. O'nun lütfu bütün kullarınadır.

O, bütün insanlara doğru yolu göstermiş onların iki cihan mutluluğuna erişmelerini sağlayan hidayet yolunu bildirmiştir.

O, Yüce Allah'tır, âlemlerin Rabbidir. Rahmeti büyüktür, engindir, her şeyi kuşatmıştır. O'nun iyilik ve ihsanı daimîdir. O, her türlü noksanlıklardan münezzehtir; hesap gününun sahibidir. İyi insanlara mükâfat, asilere ceza verecek O'dur. Büyük hesap gününde bütun tasarruf O'na aittir. O, mülkun sa-hibidir; mülkünde dilediği gibi tasarruf eder.

O hesap günü öyle bir gündür ki hiçbir insan, ne kendisi ve ne de başkası için hiçbir şeye malik değildir. O gün bütün emir Allah'a aittir. 

Ey Rabbimiz! Biz kulların sadece sana ibadet ederiz ve yardımı ancak senden isteriz. Senden başkasına kulluk etmeyiz; sadece Sana boyun eğeriz; ancak senden korkarız.

Ey Rabbimiz! Sana itaat edecek ve senin rızanı kazanabiceğimiz gücü ancak senden talep ederiz. Çünkü her türlü tazîm ve saygıya layık olan ancak sensin. Senden başka hiçbir kimse bize yardım etmeye muktedir değildir.

Ya Rabbi! Bize doğru olan yolu göster ve o yola bizi ilet.  Ya Rabbi! Senin hak yolun olan bu doğru yolda bizleri sabit ve daim kıl. O yol nebilerinin ve resullerinin yoludur. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'i de, bizi o yola davet etmesi ve iletmesi için gönderdin ve O'na:

"Resulüm! Gerçek şudur ki Sen doğru olan yola hidayet edersin” ... buyurdun.

Ya Rabbi O'nun getirdiği ve bildirdiği İslam yolunda bizleri sabit ve daim kıl. Ya Rabbi Bizi mukarrebûn (sana manen en yakın) olan kimselerin yoluna gidenlerden eylemeni senden dileriz. 

O yol,kendilerine nimetler ihsan ettiğin kimselerin yoludur. O yol ki kereminle o yolu peygamberlere, sıddıklara, şehitlere ve salihlere ihsan buyurdun. Bizleri onların yoluna eriştirmeni senden dileriz.

Ya Rabbi! Bizi gazaba uğramışların ve sapıklıkta kalanların yollarına sapmaktan koru. Çünkü onlar Senin gösterdiğin doğru yoldan sapmışlardır. Böylece gazaba uğramayı da ebedî hüsranda kalmayı da hak etmişlerdir.

Dualarımızı kabul buyur, ya Rabbi!!! 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HALİFELİĞİN KAYIP HALKASI: ABDULLAH BİN ZÜBEYR

                                                                                               GÜLSÜM AÇAN  İslam Tarihi’nde Abdullah b. Zübeyr doğumundan vefatına kadar geçen sürede birçok önemli olayda aktif rol oynamıştır. Müslümanlar Medine’ye göç ettikleri zaman Yahudiler Müslümanlar’a büyü yaptıklarını ve artık çocukları olmayacağı şeklinde söylentileri yayınca Müslümanlar bu durumdan oldukça üzüntü duydular. Medine’de Hicretten sonra ilk Abdullah b. Zübeyr’in doğumu Müslümanlar açısından büyük bir mutluluk oluşturdu ve adı bizzat Rasulullah tarafından konuldu. Küçük yaşlarda babası Zübeyr b. Avvam ile birlikte Suriye’nin fethine ve 634 yılında Yermük Savaş’ına bizzat katıldı....

ÖLÜMDEN SONRA TEKRAR DİRİLMEK

Ebedi hayat olan ahiret hayatını yaşamak için insanın, öldükten sonra tekrar dirilmesi gerekir. Kuran-ı Kerim'de bu husus hakkında varid olan ayetler muvacehesinde tekrar dirilme muhakkak olacaktır. Buna inanmayan mü'min olmaz.  İmanın şartlarından biri de, öldükten sonra tekrar dirilmeye inanmaktır. Öldükten sonra tekrar dirilmeye (Ba'su badel mevte), Allah-u Teala'nın, inayeti ilahiyesini tekmil için luzüm vardır. Bu da ahiret gününe iman etmeye icap ettirir. Ahiret gününe iman etmek, Allah'a iman etmek demektir. Ahiret gününe inanmayan Allah'a da inanmamış ve Allah'ın gönderdiği Peygamberi tasdik etmemiş olur.  Ahiret günü İsrafil (AS)'ın su'ra birinci defa üflemesinden, ikinci defa üflemesine ve ondan sonra cennet ehlinin cennete, cehennem ehlinin de cehenneme girmesine kadar geçen zamandır. Veyahut, nefha-i saniye (ikinci üfleme) den başlayarak sonsuz olarak devam edip giden zamandan ibarettir. Birinci ve ikinci defa su'ra üflemesinin arasın...

Kitab Ehli ve İlim Sahiplerinin Kur'an Karşısındaki Tavırları

Kur'an-ı Kerim; Peygambere ve Kur'an'a inanan ilim sahiplerinin ve Kitap ehlinden bazılarının Allah'ın vahyini doğrulamalarını, başta Mekke döneminde bilahare Medine döneminde duydukları sevinçleri ve tanıklıklarını köklü, gözle görülür davranışlarını tescil etmektedir. İşte Mekki surelerdeki bu tescillerin bazıları:  1. Kendilerine kitap verdiklerimiz, oğullarını tanıdıkları gibi onu tanırlar... (En'am, 20)  İlk akla gelen ve anlaşılan, onlar, Hz. Peygamber(s.)'in davasının doğruluğuna da tanıklık etmekteler. Çünkü onun gerçek olduğunu, onun doğru söylediğini kendi çoluk çocuklarını tanıdıkları gibi biliyorlardı. 2 . Allah, size kitabı açıklanmış olarak indirmiş iken, ben ondan başka bir hakem mi arayayım? Kendilerine kitap verdiklerimiz, O (Kur'an'ın), gerçekten Rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler, onun için hiç kuşkulananlardan olma. (En'am, 114)  3. Onlar yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılı buldukları o elçiye, o ümm...